Bugün İstiklal Marşı'nın kabulünün 102.yılını kutluyoruz. Vatan ve millet sevgisinin, bağımsızlık ve hürriyet aşkının en güzel ifadesi olan İstiklal Marşı'mızı bize armağan eden milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy'u saygıyla anıyoruz. Bayrağımız ve onun hürriyetini ebedileştiren İstiklal Marşımız; milletimizin ruhunu, tarihini ve ideallerini aksettiren ölmez bir şaheserdir.
İstiklâl Marşı'nı sevmek, ülkemizi sevmektir,
İstiklal Marşı'nı coşkuyla söylemek, ülkemize sahip çıkmaktır,
Bağımsızlığınıza sahip çıkmak ise, onurumuza sahip çıkmaktır.
İstiklal Marşı'nı anlayabilmek için, MEHMET AKİF'İ iyi bilmek gerekir.
Mehmet Akif milli bir şair, ideal bir öğretmen, branşına hâkim bir veteriner, cesur bir gazeteci, Kurtuluş Savaşı'nda iyi bir asker, hayatı vatan hasreti ile biten ve vefa beklediği gözlerden cefa çeken bir garipti.
Hayata veda edeceği anda ''Hocam kalk, bir İstiklal Marşı daha yaz ki kıymetini anlasınlar.'' diye haykıran öğrencisine "Allah bir daha bu millete İstiklal Marşı yazdırmasın." diyen kutlu bir vatanseverdir o.
"Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak."
İşte bu dizeler ile başlayan İstiklal Marşı'nın ilk kıtasında, bu ülkede nefes alan tek kişi kalsa dahi, ülke için umut ışığının sönmeyeceğine olan inancını belirtmiştir Mehmet Akif.